İş Adamı Adem Soytekin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na itirafçı olarak verdiği 40 sayfalık detaylı ifadeyle CHP'nin İstanbul'daki il binası satın alma operasyonunun bugüne kadar bilinmeyen arka planını deşifre etti. Soytekin, milyonlarca liralık paranın belediyeler üzerinden rüşvet paralarıyla toplandığını, kamuoyuna açıklanan sözde "bağış" kurgusunun ise tamamen sahte belgelerle oluşturulduğunu, kendisinin sahte bağış makbuzu kestiğini dile getirdi.
Sabah gazetesinden Abdurrahman Şimşek'in haberine göre, İşadamı Müteahhit Adem Soytekin, CHP'li milletvekili Turan Taşkın Özer'in ofisinde yapılan toplantıya katıldığını, ancak bu toplantıdan önce daha gizli bir görüşmenin gerçekleştiğini, bu gizli görüşmede İşadamı Murat Gülibrahimoğlu'nun yönettiği bir planlamanın yapıldığını ve soruşturmanın "dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin üzerine yıkılması" yönünde bir fikir birliği ortaya atıldığını belirtti.
Soytekin'in Başsavcılıkta verdiği ifadesinin en kritik bölümlerinden biri ise Ekrem İmamoğlu'nun adının doğrudan geçmesi oldu. Soytekin, "Turan Taşkın Özer bizden bağış makbuzu istedi. Hiç yapmadığımız bir bağış için. Ekrem İmamoğlu'nun talimatı olduğunu açıkça söyledi. Biz de kabul ettik. Ben 5 milyon TL ve 1 milyon 700 bin Euro tutarında iki sahte bağış makbuzu kestim. Arkadaşım İlhan Akbayır da benzer sahte dekontlar hazırladı" dedi.
Bu sahte dekontların İlhan Akbayır'ın Gürpınar'daki ofisinde, daha sonra Mehmet Pehlivan adlı avukat olan kişi tarafından alındığını belirten Soytekin, "Bunun amacı, bu sahte belgelerle kamuoyunu ve yargıyı kandırmak ve soruşturmayı kilitlemekti" diye konuştu. İtirafçı Adem Soytekin ayrıca, kendisinin ve Akbayır'ın böyle yüksek tutarlarda bağış yapabilecek maddi güce sahip olmadığını, banka hesaplarının incelenmesi halinde gerçeklerin çok net ortaya çıkacağını da vurguladı.
Öte yandan İlhan Akbayır'ın savcılıkta verdiği ifade de kendisinin CHP il binasının satın alınması hususunda kesinlikle bağış yapmadığını belirtti. Eğer bir bağış makbuzu varsa bu makbuzun kendisi tarafından imzalanmadığını ve sahte olduğunu belirtti.
Soytekin'in ifadesinde yer alan bir diğer çarpıcı detay ise "kaçış planı." 'Para Kuleleri' görüntüleri basına sızınca, olayın merkezindeki iki isim, Fatih Keleş ve İmamoğlu inşaatın genel müdürü Tuncay Yılmaz, apar topar Trabzon'a kaçtı. Bir hafta boyunca kimse bu iki isme ulaşamadı. Bu gelişme, suç organizasyonunun panik ve çözümsüzlük içinde ne kadar zayıf temeller üzerine kurulduğunu gözler önüne serdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Soytekin'in ifadesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı derhal harekete geçti. MASAK'a gönderilen talimatla, sahte bağış dekontlarının banka hareketleriyle uyuşup uyuşmadığı mercek altına alındı. Ayrıca Soytekin'in adını verdiği Murat Gülibrahimoğlu, Turan Taşkın Özer ve Mehmet Pehlivan hakkında ayrı bir soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Bu isimlerin toplantı içerikleri, HTS kayıtları ve para trafiği araştırılıyor.
