İran-İsrail çatışmasının 10. gününde, ABD İran’daki üç hedefi vurarak savaşa doğrudan müdahil oldu. Seçim kampanyasında “savaşları sona erdirme” vaatleri veren Trump, söylediklerinin tersine hareket ediyor. Orta Doğu’daki son hâdiseler hakkında Ekip Haber’e konuşan Can Acun, Trump’ın irrasyonel bir şekilde hareket ettiğini belirterek, “Trump, Siyonistlere teslim oldu” ifâdelerini kullandı. Türkiye’nin, İsrail’in yayılmacılığını engellemeye çalıştığını kaydeden Acun, Hürmüz Boğazı’nın kapatılabileceğini ve bölgedeki Şii yapıların harekete geçebileceğini belirtti.
***
Donald Trump, son seçim kampanyasında “savaşları sona erdirme” sözü vermişti. İran-İsrail çatışmasının 10. gününde durum tam tersine döndü. Sizce bu vaat neden gerçekleşmedi?
Donald Trump, ABD başkanı seçildikten sonra çok tutarsız ve dengesiz bir siyaset izlemeye devam ediyor; hem retorikte hem de hareket tarzı itibarıyla bunu görmek mümkün. Seçim kampanyası boyunca kendisini “savaşları bitiren” isim olarak öne sürmüştü. Bundan sonra ABD ordusunu büyük savaşlar sürmeyeceğini, ekonomiye odaklanacağını, Amerikan çıkarlarını merkeze alacağını ifade etse de vaatlerini yerine getiremedi. Rusya-Ukrayna savaşında da ateşkes elde etme noktasında bir çaba gösterse de başarılı olamadı; Orta Doğu’da ise İsrail’in saldırgan politikalarını desteklemek durumunda kaldı. Burada, ABD içerisindeki Siyonist lobilerin, güçlü ağların harekete geçtiğinde Trump üzerinde çok güçlü bir etkiye sahip olduğunu gördük. Esasında Trump’ı destekleyen MAGA’cı (Make America Great Again) ekipten olduğunu ifade edebileceğimiz unsurlar ABD’nin savaşa direkt müdahil olmasını ve İran’ın nükleer tesislerinin bombalanmasını asla desteklemiyorlardı. Bu çok yanlış olarak gördüklerini ifâde ettiler, kamuoyu da yaptılar. Trump, bunlara rağmen Siyonistlere teslim oldu. Nihayetinde İsrail’in çok ihtiyacı olduğu askerî müdahalenin parçası hâline geldi. Halbuki ABD’nin çıkarları açısından da baktığımızda, bunun çok irrasyonel bir karar olduğunu görüyoruz. ABD’nin şu anda ekonomisini düzeltmeye; yani cari açığı, ticaret açıklarını bitirmeye, borçluluk oranını azaltmaya ihtiyacı var. İran ile içine girdikleri çatışma petrol fiyatlarını çok ciddi anlamda yükseltecek, küresel ekonomiye büyük zararlar verecek ve ABD Merkez Bankası’nın faizleri düşürmesini engelleyen bir etki yapacak. ABD’nin bütçe açıkları, trilyon dolarlık faiz yükü daha da artacak. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda ABD’yi önceleyen değil, İsrail’in çıkarlarını önceleyen bir hareket içerine girildiğini ve Trump’ın da burada zorlandığını açık bir şekilde ifade etmek istiyorum.
The Guardian, Trump’ın Netanyahu’nun “tuzağına düştüğünü” yazdı. ABD’deki Siyonist lobi hakikaten bu kadar güçlü müdür?
Maalesef… ABD’deki Siyonizm gerçekten çok ciddi bir etki gücüne sahip. Finans, medya ve diğer kritik alanlarda çok güçlü etkiye sahipler. Bunun haricinde ABD senatosunun her iki kanadı hem Kongre hem de Temsilciler Meclisi’nde cidden etkililer. Yine birçok örtülü istihbarat faaliyetleri var. ABD’deki siyasî karar alma mekanizmalarına büyük etki etme kapasitelerine sahip oldukları da görüldü. Trump’ın, büyük bir savaşa girme arzusuna, seçmenine verdiği vaatlerine rağmen, İsrail’in istediklerini yapmak durumunda kaldılar. İran saldırısı da bunun tezahürü oldu.
Hâdiselere baktığımızda Türkiye’nin barış diplomasisi yürüttüğünü görüyoruz. Bu hususta neler söylersiniz?
Türkiye, en başından beri İsrail saldırganlığını net bir şekilde kınıyor ve karşısında duruyor. İsrail’in engellenmesi için de bölgesel ve küresel dinamiklerin harekete geçmesi için çaba sarf etti, ediyor. ABD-İran arasındaki müzakerelerin yürütülmesi, nükleer diplomaside başarılı olunması için ciddi bir çaba sarf etti. Ancak ne yazık ki bunların hiçbiri başarılı olmadı. Hatta İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile ABD Başkanı Donald Trump’ı İstanbul’da bir araya getirme çabasını bile gördük. Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasî açıdan hiç görmek istemediği bir görüntü var. İran’a yönelik bu saldırganlığın artması ciddi anlamda bölgesel istikrarsızlığa neden olacak. Bu Türkiye’nin arzu ettiği bir fotoğraf değil. Türkiye her ne kadar olası senaryolara hazırlanmış olsa da elbette bölgede bir istikrar ve çatışmazlık durumunun oluşmasını ve İsrail’in caydırılmasını gerektiğini düşünüyor. İran’ın olası hamleleri söz konusu olabilir. Hürmüz Boğazı kapatılabilir, bölgedeki diğer Şii yapıların harekete geçme olasılığı var. Bunlar da bölgede ciddi bir istikrarsızlığa neden olabilecek, küresel ekonomiyi, enerji arz güvenliğini tehdit edecek unsurlar. Türkiye bunları arzu etmiyor, bir an önce bu meselelerin suhuletle çözülmesi taraftarı.
Teşekkür ederiz vakit ayırdığınız için.
Kolay gelsin.