Şüpheliler için 9 yıl 4 ay 15 günden 46 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı İktisadi İşletmesi, SGK Başkanlığı ve 16 kişi “müşteki”, 18 kişi “mağdur”, 5 kişi ise “şüpheli” olarak yer aldı.
İddianamede, Balıklı Rum Hastanesi Vakfının 24 Eylül 2020 tarihinde Başsavcılığa yaptığı şikayete yer verildi. Şikayet dilekçesinde, hastanede görevli sanıklar Prof. Dr. Ayten Erdoğan, tıbbi sekreter/sağlık çalışanı Nazan Demirel, eczane kalfası Resul Çiçek ve diğer şüphelilerin birlikte hareket ederek sahte reçeteler düzenlemek suretiyle resmi belgede sahtecilik yaptıkları, başta müşteki hastane olmak üzere birçok kişi ve kamu kurumunun zarara uğratıldığı belirtildi.
Vakfın yaptığı iç denetim sonucunda, hastanede çocuk psikiyatristi olarak görev yapan sanık Ayten Erdoğan ile Nazan Demirel’in dışarıdan eczacılarla anlaştığının tespit edildiği dilekçede aktarıldı. Şüphelilerin, kimlik kontrolü yapmadan hastaları muayene etmiş gibi gösterdikleri, SGK sisteminde herhangi bir sorun olmamasına rağmen “sistemde problem var” gerekçesiyle kayıt açmadan işlem yaptıkları ifade edildi.
İddianamede, bu yöntemle çok sayıda yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilacın düzenlendiği, sanık Ayten Erdoğan adına oluşturulan belgelerde protokol numaralarının çoğunda adı geçen hastalar yerine başka kişilerin kayıtlı olduğunun belirlendiği kaydedildi. Protokol numaralarında kayıtlı kişilerin, kaydedildikleri tarihlerde hastaneye hiç gelmedikleri, dolayısıyla bu kişilerin hastanenin resmi sisteminde herhangi bir kayıtlarının bulunmadığı, başka hastaların protokol numaraları kullanılarak sahte reçete düzenlendiğinin tespit edildiği belirtildi.
İddianamede, hastanenin maddi zarara uğramasının yanı sıra, hastaneye hiç gelmeyen kişilerin adına kendilerinden habersiz reçete düzenlenmesi nedeniyle bu kişilerin kimlik bilgilerinin izinsiz kullanıldığına dikkat çekildi. Ayrıca birçok hastanın, hastanenin yoğun olduğu söylenerek sanık Ayten Erdoğan’ın anlaşmalı olduğu bazı psikiyatristlere yönlendirilmesi sonucu müşteki hastanenin maddi kayba uğratıldığı ifade edildi.
Sanık Ayten Erdoğan’ın, dışarıda başka eczane ve sağlık kurumlarıyla resmi olmayan ilişki kurmasının yasak olmasına rağmen, dışarıdan bir eczanenin kalfası olan sanık Resul Çiçek tarafından sürekli olarak reçeteye yazılan ilaçların hastaneye getirildiğinin tespit edildiği iddianamede yer aldı. Bu durumun, sanıklar arasında menfaat ilişkisi bulunduğunu ortaya koyduğu değerlendirildi.
İddianamede, sanıkların bazı hastalara “sistem yoktur” kaşesi vurdukları, hastaları sisteme kaydetmeden hastane adına çok sayıda yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaç yazdıkları belirtildi. Bu durumun, hem Balıklı Rum Hastanesi Vakfını hem de SGK’yi maddi zarara uğrattığı gerekçesiyle soruşturmanın başlatıldığı aktarıldı.
Sanık Resul Çiçek’in soruşturma sürecinde eczane kalfası olarak çalıştığı, SGK raporları ve yapılan teknik takipler dikkate alındığında, sanık Prof. Dr. Ayten Erdoğan ve Nazan Demirel ile birlikte hareket ederek farklı kişiler adına ilaçlar yazdırdığı ve bu reçeteleri SGK’ye fatura ettikleri iddianamede yer aldı.
İlaçların temininde, eczane sahibi sanık Ahmet Hamidi ile ilaç mümessili olarak çalışan sanık Cüneyt Kamaoğlu’nun da sanık Çiçek’le irtibat kurarak birlikte hareket ettiklerinin değerlendirildiği kaydedildi.
SGK Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Süreyyapaşa Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin yazısına da iddianamede yer verildi. Yazıda, sahte reçetelerle temin edilen ilaçların güncel fiyatlar üzerinden yapılan değerlendirmede SGK zararının 975 bin 573 lira 23 kuruş olarak tespit edildiği, ancak bu miktarın yalnızca sahte reçetelerle ilaç temini nedeniyle oluşan zarar olduğu belirtildi.
Şüphelilerin, uyuşturucu madde içeren kırmızı ve yeşil reçeteli ilaçları SGK’den düşük fiyatlarla temin ettikten sonra piyasada kutu ve tane halinde sattıklarının, telefon görüşme kayıtlarından anlaşıldığı ifade edildi. Bu ilaçların kutu başına yaklaşık 100 avroya satıldığı, toplu alımlarda indirim yapıldığının konuşma tutanaklarına yansıdığı bildirildi.
Yazıda ayrıca, uyuşturucu içerikli ilaçların piyasaya sürülmesinin yalnızca SGK’yi değil, kamuyu da ayrıca zarara uğrattığı, kamunun uğrayabileceği zararın tespit edilen miktarın çok üzerinde olabileceğinin değerlendirildiği kaydedildi.
İddianamede, tutuklu sanıklar Ayten Erdoğan ve Nazan Demirel hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği”, “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak” ve “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” suçlarından 13 yıl 9 aydan 46’şar yıla kadar hapis cezası istendi.
Tutuklu sanık Resul Çiçek ile tutuksuz sanık Ahmet Hamidi ve firari sanık Cüneyt Kamaoğlu hakkında ise “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” ve “resmi belgede sahteciliğe yardım etme” suçlarından 9 yıl 4 ay 15 günden 31 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edildi. Ayrıca sanık Çiçek hakkında “uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” suçundan 7,5 yıldan az olmamak üzere hapis cezası öngörüldü.
İddianamede, Eyyüp Çiçek, Yılmaz Ergül ve kimliği belirlenemeyen bir kişi hakkında ise çeşitli suçlardan kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği belirtildi.


