Zirvede Gazze meselesini gündeme taşıdığını belirten Başkan Erdoğan, İsrail’in saldırılarını “soykırım” olarak niteledi ve “Bu vahşeti her platformda dile getirmeye devam edeceğiz” dedi. ABD’nin Filistinli yetkililere yönelik vize iptali kararını da sert sözlerle eleştiren Cumhurbaşkanı, bu tutumun Birleşmiş Milletler’in varlık sebebiyle çeliştiğini ifade etti.
Başkan Erdoğan şunları söyledi:
"Filistin heyetinin Birleşmiş Milletler Genel Kurul’da olmaması sadece İsrail’i memnun eder. Bu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, bana göre henüz içeriği ve katılımcıları kesinleşmemiş bir Genel Kuruldur. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bu konuda bir görüşme yapmak istedim, maalesef o da ben de fırsat bulamadık. Bu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nu nasıl gerçekleştireceğiz bunu Genel Kurul tarihine kadar telefon diplomasisiyle değerlendirelim istiyoruz. BM Genel Sekreteri’nin bu konudaki düşüncelerini de öğrenmek istiyorum. Çünkü bu gelişmeler ani gelişmeler değil. Filistin’de mağdurlar var. Bir de bu zulmü içi kan ağlayarak izleyenler var. On binlerce mazlum var mağdur var. Bunların hakkını hukukunu koruma noktasında adımlar atmamız lazım. Gazze’de 7 Ekim’den bu yana 60 bini aşkın şehit, 150 bini aşkın yaralı var. Zaman zaman ülkemize yaralılar gönderiliyor. Biz bu konuda seferber olmuş durumdayız. Her şeyden önce bir defa İsrail'in bu soykırımı hiçbir zaman unutulmayacak. Filistin'de bebeklerin, annelerin, babaların nasıl katledildiğini hiçbir zaman insaf sahibi olan anneler, babalar unutmayacak. Filistin'in sesinin kısılması doğru değildir. Bu sesi kısmak, susturmak mümkün değildir. Amerika’dan beklenen, İsrail’in katliamlarına, zulümlerine “dur” demesidir. Bazı Avrupa ülkelerinin de aralarında bulunduğu birçok ülke, BM Genel Kurulu’nda Filistin’i devlet olarak tanımaya hazırlanıyor. Bu yıl BM Genel Kurulu’na muhtemelen Filistin meselesi damga vuracak. Bu damgayı vuranlardan bir tanesi de herhalde bu fakir olur. Filistinli yetkililer BM Genel Kurulu toplantısına katılmasa dahi Filistinli mazlumların sesi orada yankılanacaktır.”
Çin ile görüşmeler
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile gerçekleştirdiği görüşmede ikili ticaretin daha dengeli hale gelmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, dijital teknoloji, enerji ve sağlık alanlarında iş birliği fırsatlarını değerlendirdiklerini söyledi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeye de değinen Cumhurbaşkanı, Ukrayna savaşının ancak barış odaklı diyalogla sona ereceğini belirtti. İstanbul’da yapılan müzakerelerin hâlâ geçerli bir temel oluşturduğunu kaydeden Erdoğan, “Türkiye hem Putin hem Zelenski ile doğrudan konuşabilen tek ülke” ifadelerini kullandı.
Suriye meselesi
Suriye meselesinde ise Kürtlere yönelik yaklaşımını netleştiren Cumhurbaşkanı, “Kürtler nerede yaşarsa yaşasın bizim kardeşimizdir, kimse bizi ayıramaz” dedi. Türkiye’nin Suriye’nin birliği ve yeniden ayağa kalkması için destek vermeye devam edeceğini, kaos peşinde koşan aktörlere izin vermeyeceklerini söyledi. PKK’nın silah bırakmasıyla ilgili gelişmeleri de değerlendiren Erdoğan, “Terörsüz Türkiye’nin kazananı 85 milyon vatandaşımız olacak” diye konuştu.
Emine Erdoğan’ın mektubu
Cumhurbaşkanı ayrıca, eşi Emine Erdoğan’ın ABD Başkanı’nın eşi Melania Trump’a gönderdiği Gazze mektubunu insani diplomasi adına değerli bir adım olarak nitelendirdi. Gazze’deki çocuk ölümlerine Batı’nın kayıtsız kalmasını eleştiren Erdoğan, “Biz kan ve gözyaşı bütün coğrafyalarda dinsin istiyoruz” dedi.