Erdoğan, konuşmasının başında Filistin meselesine dikkat çekerek, “Biz bugün bu kürsüde kendi vatandaşlarımızla birlikte sesi kısılmak istenen Filistin halkına tercüman olmak için de bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı. Filistin Devleti’ni tanıyacağını açıklayan ülkelere teşekkür eden Erdoğan, henüz bu adımı atmayan devletleri de harekete geçmeye davet etti.
İsrail’in Gazze’de yürüttüğü saldırılara değinen Cumhurbaşkanı, “Son 23 aydır her saat 1 çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor. Bunlar sayı değil, hepsi birer can, birer masum insan.” diye konuştu. 365 kilometrekarelik bir alanda yaşayan 2,5 milyon Gazzelinin her gün yerinden edildiğini, 2-3 yaşındaki çocukların dahi ağır yaralarla hayat mücadelesi verdiğini söyleyen Erdoğan, “İnsanlık tarihi son 1 asırda böyle bir vahşet görmemiştir.” dedi.
Erdoğan, Gazze’de yaşananların “terörle mücadele” değil, “işgal, tehcir, sürgün ve soykırım” olduğunun altını çizdi. İsrail’in sadece Gazze ve Batı Şeria’yı değil, Suriye, İran, Yemen ve Lübnan’ı da hedef alarak bölgesel barışı tehdit ettiğini kaydetti. “Bu kürsüden ifade ediyorum, Gazze’de savaş yoktur. Bir yanda en modern silahlara sahip düzenli ordu, diğer tarafta masum siviller vardır.” değerlendirmesinde bulundu.
Netanyahu yönetiminin barışa niyetli olmadığını belirten Erdoğan, İsrail’in yayılmacı politikalarının tüm dünyada antisemitizmi körüklediğini söyledi. “Soykırım kadrosunun uluslararası hukuka hesap vermesi temin edilmelidir. İnşallah bu mutlaka gerçekleşecektir.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Suriye, Rusya-Ukrayna savaşı, Kıbrıs meselesi, Ege ve Doğu Akdeniz, ABD ile ilişkiler, Afganistan, Sudan ve yapay zekâ teknolojileri gibi başlıklara da değindi.
Suriye’de halkın büyük bedeller ödeyerek zafer kazandığını belirten Erdoğan, istikrarın kökleşmesiyle hem Suriyelilerin hem de komşu ülkelerin kazanacağını dile getirdi. Rusya-Ukrayna savaşı için “Savaşın kazananı, adil bir barışın kaybedeni olmaz.” diyen Erdoğan, ateşkes için Türkiye’nin çabalarını sürdüreceğini vurguladı.
Kıbrıs’ta iki ayrı devlet ve halkın bulunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle federasyon modelinin tüketildiğini ifade ederek, “Uluslararası toplumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya davet ediyorum.” dedi.