Dijital dönüşümde kritik Tehdit: Siber gecikme

0
Dijital dönüşümde kritik Tehdit: Siber gecikme
Dijitalleşme, artık iş dünyasının vazgeçilmez bir gündemi. Bulut sistemlerine geçiyoruz, IoT cihazlarıyla üretimi izliyoruz, yapay zekâ ile verilerimizi işliyoruz. Peki tüm bunlar olurken sormamız gereken bir soruyu atlamıyor muyuz?

Dijitalleşme, artık iş dünyasının vazgeçilmez bir gündemi.

Bulut sistemlerine geçiyoruz, IoT cihazlarıyla üretimi izliyoruz, yapay zekâ ile verilerimizi işliyoruz.

Peki tüm bunlar olurken sormamız gereken bir soruyu atlamıyor muyuz?

Gerçekten dijitalleşiyor muyuz, yoksa sadece dış görünüşümüzü mü değiştiriyoruz?

Bugün iş dünyasında sıkça karşılaştığım bir yanılgı var:

Bir kurum dijital bir yazılımı devreye alınca, kendini “dijital dönüşümünü tamamlamış” sayıyor.

Oysa asıl tehlike tam da burada başlıyor. Çünkü çoğu zaman teknoloji hızla ilerliyor ama güvenlik aynı hızla gelmiyor.

Ve bu boşlukta ortaya çıkan tehlikeye ben “siber gecikme” diyorum.

Yeni Ev, Eski Kilit

Siber gecikme; sistemlerimizi dönüştürürken, güvenlik altyapımızın aynı hızda güncellenmemesi durumudur.

Yeni bir bina yaptırdığınızı düşünün. Harika bir mimari, cam cepheler, akıllı otomasyon sistemleri…

Ama kapısında hâlâ 90’lardan kalma, paslı bir kilit var.

İşte birçok kurumun hali böyle.

Veriler bulutta, saha cihazları merkeze bağlı, yapay zekâ raporlar üretiyor.

Ancak bu sistemler dış tehditlere ne kadar dirençli?

Sorulduğunda genellikle şu cevap geliyor:

“Henüz o aşamaya gelmedik.”

Oysa saldırganlar tam da bu “henüz” aşamasını sever.

Göstermelik Değil, Gerçek Dönüşüm

Teknolojide dönüşüm, vitrinde parlamakla değil, içeride sağlam kalmakla olur.

Bir bina dışarıdan modern görünse bile, temeli çürükse ilk sarsıntıda çöker.

Dijital dünyada o temel, siber güvenliktir.

Bu sadece teknik bir mesele değil, aynı zamanda kültürel bir meseledir.

Bugün bir çalışanın açtığı şüpheli bir e-posta, tüm ağı çökertebiliyor.

Yani sorun yalnızca yazılımda değil, insan farkındalığında da gizli.

Veriler Ne Diyor?

IBM’in 2024 “Cost of a Data Breach” raporuna göre:

-Bir veri ihlalinin ortalama maliyeti 4.45 milyon dolar.

-Saldırganların bir sisteme sızdıktan sonra fark edilmeden içeride kalma süresi ortalama 204 gün.

Bu şu anlama geliyor:

Bir kurum dışarıdan işler yolunda gibi görünürken, içeride potansiyel bir tehdit zaten çalışıyor olabilir.

Bu durum yalnızca finansal kayıplara değil, aynı zamanda müşteri güveni, itibar ve operasyonel bütünlük gibi alanlarda da ciddi hasarlara yol açıyor.

Naval Group: Devler de Zayıf Nokta Taşır

Geçtiğimiz haftalarda bu konunun ne kadar kritik olduğunu gösteren bir gelişme yaşandı.

Avrupa’nın en büyük savunma sanayi kuruluşlarından biri olan Naval Group, önemli bir siber güvenlik iddiasıyla gündeme geldi.

Bir hacker grubu, şirketin stratejik projelerine ve mühendislik verilerine ulaştığını iddia etti.

Sızdırılan belgelerin arasında tedarik zinciri bilgileri de olduğu söyleniyor.

Naval Group ise bu durumu “itibar saldırısı” olarak değerlendiriyor ve şu ana kadar sistemlerinde yetkisiz erişim tespit edilmediğini belirtiyor.

Yani, saldırı iddiaları ciddi olsa da, henüz teknik olarak kesinleşmiş bir veri ihlali raporu bulunmuyor.

Ancak bu olay, bize çok net bir şeyi tekrar hatırlatıyor:

Büyük olmak, kırılmaz olmak demek değildir.

“Bizim sistemimiz çok güvenli” demek yerine, “sürekli test ediyor ve geliştiriyoruz” demek daha gerçekçidir.

Dönüşüm Hızlıysa, Güvenlik Daha Hızlı Olmalı

Ben ve ekibim yıllardır teknoloji projeleri geliştiriyoruz.

Ama şunu hep söylüyoruz:

Güvenlik dönüşümün gerisinde kalırsa, ilerleme değil risk üretirsiniz.

Dijitalleşmenin değeri, onu ne kadar süslü sunduğunuzla değil,

ne kadar dayanıklı hale getirdiğinizle ölçülür.

Yani asıl mesele; “ne kadar yenilikçisiniz?” sorusundan çok,

“ne kadar dirençlisiniz?” sorusudur.

Üç Soru ile Başla

Yeni bir dijital projeye başlıyorsanız, yanına mutlaka şu üç soruyu da koyun:

  1. Bu yapı hangi güvenlik açıklarını doğurabilir?
  2. Tehdit algılama ve müdahale süremiz ne kadar?
  3. Çalışanlarımız bu sistemleri güvenli kullanmaya ne kadar hazır?

Eğer bu soruları sormuyorsanız, ilerlemiyorsunuz.

Sadece yeni riskler üretiyorsunuz demektir.

Gerçek Liderlik, Koruma Gücünde Saklı

Teknoloji büyüleyicidir.

Ama o büyüyü korumak, işte gerçek liderlik oradadır.

Bugünün şirketleri sadece dijital değil, dayanıklı da olmak zorunda.

Çünkü dijital çağın en tehlikeli sabotajcısı, görünmeyen ve fark edilmeyen siber gecikmedir.

Onu erken fark eden yol alır.

Fark edemeyenlerse, bir sabah tüm sistemleri kilitlenmiş bir şekilde uyanabilir.

Yorum Yazın