Akşam gazetesi yazarı Murat Özer bugünkü "Afganistan: Güven ülkesi" başlıklı yazısında, Taliban yönetimindeki Afganistan'ın nasıl bir güven ülkesi haline geldiğini yazdı:
"ABD işgaline son veren devrimin 4. yıldönümünde Afganistan'ı tanımlayan en iyi sözcük bu olsa gerek: Güven.
Yarım asır süren savaşlar ve işgallerden sonra Afgan halkının en önemli ihtiyacının güvenlik olduğunu ve Taliban yönetiminin bunu sağladığına şahit oluyoruz.
Kabil'e Prof. Dr. Yasin Aktay başkanlığındaki heyetle yaptığımız seyahatin daha başında ülkeyle ilgili bu kanaatimiz pekişiyor. THY'nin düzenli seferleri sayesinde İstanbul Afganistan'ın dünyaya açılan kapısı olmuş durumda. Uçakta boş yer yok. Yolcuların büyük çoğunluğu ülkelerine yıllar sonra ilk defa giden Afganlar.
Yanımda oturan Heratlı Cavid Habib tam 25 yıl sonra mülteci olduğu Almanya'dan memleketine dönüyor. "Neden şimdiye kadar gitmedin? Devrilen yönetim ABD destekliydi. Batı'nın terörist olarak yaftaladığı Taliban 20 yıl boyunca ülkede hakim değildi. Batı egemenliğindeyken değil de, neden şimdi?" diye soruyorum.
Cavid bu söylemin büyük bir yalan olduğunu vurgularcasına tebessüm ederek cevap veriyor: "Biz ne işgal yıllarında, ne Sovyet rejimi hakim iken ne de farklı mücahit gruplar ülkeyi bölüştüğü sırada bir şehirden diğerine asla güven içinde gidemezdik. Şimdi bırakın erkekleri kadınlar dahi arabaya binip ülkenin en son noktasına gidebiliyorlar. Ne teröristler var ne de yol kesen, insan kaçıran eşkıyalar".
Cavid'in bu sözlerini tasdik etmek için arka koltukta oturan bir Afgan hanım söze giriyor. 32 yıl aradan sonra yaşadığı ABD'den kalkıp ülkesine ilk defa ziyarete giden Fahima Hanım "Artık ülkemle gurur duyabiliyorum. Çünkü bundan sonra savaş ve kanla anılmayacak" diyor uçaktayken başına örttüğü ince şalını düzeltirken.
Öyle görünüyor ki, Taliban iktidarını ideolojik olarak desteklemeyenler dahi ülkeye huzur getirdiği için yeni yönetimden memnun.
Başkent Kabil'e geldiğimizde bizi şaşırtan ilk şey şehrin temizliği oldu. Pakistan ve Bangladeş'i görmüş birisi olarak 50 yıldır savaşlarla perişan olmuş bu Asya ülkesinin sokaklarının çöp yığınlarında geçilmeyeceğini düşünmüştüm.
Oysa Kabil tertemiz. Hiçbir yerde tek bir çöp yok. Yeni yönetim belediye hizmetleri konusunda oldukça hassas. Sovyet işgalinden kalma geniş caddeler, Taliban yönetiminde daha da genişletiliyor.
Savaş sırasında yollara kadar uzayan gecekondular istimlak edilerek yıkılıyor. Neredeyse tüm caddelerde yol genişletme faaliyetleri var. Yolların sağında solunda ağaçlar var. Geniş refüjler ise çiçeklendirilmiş. Akşama doğru çoluk çocuk herkes bu yeşil alanlarda serinlemeye çıkıyor.
Ülke tam bir meyve cenneti ve sebze meyve fiyatları oldukça ucuz. Yol kenarlarında satılan meyveler adeta bir renk cümbüşü oluşturuyor. Maaşlar düşük olsa da, eksiksiz ve zamanında ödeniyor. Devlet herkesin ucuz gıdaya ulaşmasını sağlamış durumda. Dört yıl içinde Afgan parası dolar karşısında iki kat değerlenmiş. Bunda dövizle ticarete getirilen kısıtlamaların etkisi büyük.
Kadınların sokağa çıkamadığı, çıkanların ise burka giymesi gerektiği söyleminin uydurma olduğuna gözlerimizle şahit olduk. Çünkü kadınlar çarşıda, pazarda hatta ticarette oldukça aktifler.
Kabil'de geleneksel Afgan kıyafeti burkayı giyen kadınların sayısı oldukça az. Kandahar gibi daha muhafazakar şehirlerde yaygın olduğu ifade ediliyor. Başörtüsü konusunda yönetim esnek davranıyor. Pek çok kadın saçları görünecek şekilde usulen ince bir şal örtüyor. Hatta makyaj yaygın.
Taliban yönetiminin önceliği güvenlik ve kalkınma. İnsanların kıyafetlerine müdahale eden kimse yok. Kızların lise ve üniversiteye henüz gidemiyor olması önemli bir tartışma konusu. Dini eğitim veren kurumlarda yaş sınırlaması yok. Fakat diğer eğitim kurumlarındaki kısıtlamaların kaldırılması için Eğitim Bakanlığı bir çalışma yürütüyor.
Seyahatimiz sırasında başta Dışişleri ve İçişleri Bakanları olmak üzere Afgan Hükümeti'nin beş bakanıyla görüştüm. Röportajlar yaptım. Bunları gazetemizde geniş bir şekilde yayınlayacağız.
Rusya'nın resmen tanıdığı, yaklaşık 100 ülkenin siyasi ve ticari ilişki kurduğu Yeni Afganistan artık kanlı tarihini geride bırakıyor. Asya'nın ortasında kadim tarihiyle Afganistan yeniden doğuyor."