Sevgili teknoloji okuyucularım,
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi dijital dönüşüm, günümüz iş dünyasının temel dinamiklerinden biri haline geldi. Yapay zeka (Artificial Intelligence - AI), büyük veri analitiği, blok zinciri, nesnelerin interneti (Internet of Things - IoT) ve 5G gibi teknolojiler, kurumların iş yapış biçimlerini, müşteri deneyimini ve toplumsal yapıları yeniden şekillendiriyor. Ancak bu süreçte kadınların katkısı ve temsili ne ölçüde? Maalesef, karar alma mekanizmalarında henüz yeterli düzeyde kadın lider yok. Dijital dönüşüm projelerinde uzun yıllardır proje yöneticisi ve danışman olarak görev yapan biri olarak, bu dengesizliği hem kendi ekiplerimde hem de sektör genelinde yakından gözlemliyorum. Yürüttüğümüz projelerde, kadın bakış açısının süreç optimizasyonu, kullanıcı odaklı tasarım ve etik teknoloji geliştirme konularında ciddi farklar oluşturduğunu defalarca deneyimledim. Örneğin, Kurucusu olduğum, AHG Teknoloji çatısı altında geliştirdiğimiz Octopus platformu projelerinde, kadın ekip üyelerimizin katkılarıyla cinsiyet temelli veri eşitsizliklerini azaltan yapay zekâ algoritmaları ve kullanıcı deneyimi modülleri tasarladık. Octopus’un modüler yapısı sayesinde, özellikle kamu hizmetleri, sağlık teknolojileri ve akıllı şehir projelerinde kadın, genç ve dezavantajlı grupların dijital sistemlere erişimini kolaylaştıran çözümler ortaya koyduk. Bu yaklaşım, teknolojinin yalnızca bir altyapı aracı değil, insan odaklı bir dönüşüm modeli olduğunu bir kez daha gösterdi. Buna rağmen, sektördeki genel tablo hâlâ kadınların üst düzey teknoloji rolleri açısından sınırlı temsil edildiğini gösteriyor: Küresel teknoloji iş gücünün yalnızca %35’i kadınlardan oluşurken, yönetim kademelerinde bu oran %28–30 bandında kalıyor (World Economic Forum, 2024; Deloitte Global, 2025). Türkiye’de ise TÜBİSAD (Bilişim Sanayicileri Derneği) ve PwC verilerine göre bilişim sektöründe kadın yönetici oranı %16–18 civarında; dijital dönüşüm liderliği pozisyonlarında ise bu oran %20’yi aşmıyor.
Tarihe baktığımızda, kadınların teknoloji alanındaki katkıları yadsınamaz. 1840’larda Ada Lovelace, Charles Babbage’ın Analitik Makinesi için yazdığı algoritmalarla modern programlamanın temellerini attı ve matematiksel hesaplamaların ötesinde, makinenin müzik besteleme gibi yaratıcı işlevler görebileceğini öngördü. 1950’lerde Grace Hopper, ABD Donanması için geliştirdiği FLOW-MATIC diliyle COBOL’un temelini oluşturdu; bu dil, iş dünyasında veri işlemeyi standartlaştıran ilk yüksek seviyeli programlama dillerinden biri oldu. 1960’larda Margaret Hamilton, Apollo 11’in uçuş yazılımını yöneten ekipte yer aldı ve “yazılım mühendisliği” terimini ilk kez kullanarak disiplinin kurumsallaşmasına öncülük etti. Bu kadınlar, dönemin zorlu koşullarında bilimsel ve teknik ilerlemenin önemli aktörleri oldular. Günümüzde ise McKinsey’nin 2024 raporuna göre, STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematics - Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) mezunlarının yalnızca yüzde 27’si kadın; yönetim kademelerine yükselme oranında ise 2018-2024 arasında sadece yüzde 3’lük bir artış gözlendi.
Kendi kariyerimde karşılaştığım zorluklar da sektörün genel yapısını yansıtıyor. Dijital dönüşüm projelerinde liderlik ettiğim ekiplerde, kadın meslektaşlarımın teknik yetkinlikleri tartışılmaz olsa da, terfi süreçlerinde görünmez engellerle karşılaşıyoruz. Örneğin, büyük ölçekli bir bulut geçiş projesinde, kadın proje yöneticilerinin stratejik sunumlara katılım oranı erkeklere kıyasla yüzde 40 daha düşüktü bu da karar alma süreçlerinde seslerinin azalmasına yol açıyor. Benzer şekilde, yapay zeka etiği çalıştaylarında kadın uzmanların katkıları, algoritma önyargılarının tespitinde kritik rol oynasa da, bu görüşler üst yönetim raporlarına yeterince yansımıyor. Araştırmalar, cinsiyet çeşitliliği yüksek yönetim ekiplerinin inovasyon performansını yüzde 21, finansal getiriyi ise yüzde 27 artırdığını ortaya koyuyor (McKinsey & Company, 2024). Ayrıca, 2025’te kadın kurucu ortaklı yapay zeka girişimleri, küresel risk sermayesi yatırımlarının yüzde 25’ini çekerek, performans açısından erkek odaklı ekipleri geride bıraktı (Crunchbase, 2025).
Başarılı örnekler ise yol gösterici. Susan Wojcicki, YouTube’un CEO’su (Chief Executive Officer - İcra Kurulu Başkanı) olarak içerik algoritmalarını ve moderasyon politikalarını kullanıcı güvenliği odaklı yeniden yapılandırdı. Türkiye’den Demet Mutlu, Trendyol’u bölgesel bir e-ticaret lideri haline getirirken, lojistik ve veri analitiği altyapısını kadın girişimcilerin ihtiyaçlarına duyarlı olacak şekilde optimize etti. IBM’in eski CEO’su Ginni Rometty, Watson AI platformunu kurumsal müşterilere entegre ederken, etik kullanım ilkelerini küresel standartlara taşıdı. Bu liderler, teknik uzmanlığın yanı sıra kapsayıcılık, sürdürülebilirlik ve uzun vadeli değer yaratma odaklı yaklaşımları iş modellerine entegre ettiler.
Kadın liderler dijital dönüşüm süreçlerinde hangi roller üstlenmeli? Stratejik planlamadan uygulama aşamasına kadar her düzeyde.
Örneğin: Algoritma tasarımı: Cinsiyet, ırk ve sosyoekonomik önyargıları azaltan modeller geliştirmek. Ürün yönetimi: Kadın ve azınlık gruplarının ihtiyaçlarını merkeze alan dijital çözümler üretmek. Politika belirleme: Kurumsal dijital stratejilerde etik ve sürdürülebilirlik ilkelerini önceliklendirmek. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU - International Telecommunication Union) 2025 verilerine göre, küresel internet kullanımında kadın-erkek farkı gelişmekte olan ülkelerde yüzde 17’ye ulaştı; bu da dijital uçurumun derinleştiğini gösteriyor. Türkiye’de ise KızCode ve Women in Tech gibi inisiyatifler, STEM eğitimine erişimi artırsa da, kurumsal destek ve mentorluk programları hala yetersiz.
Çözüm önerileri somut adımlarla desteklenmeli:
Kurumlar: Kota uygulamaları yerine yetkinlik bazlı terfi süreçleri, esnek çalışma modelleri ve kadın odaklı liderlik eğitimleri. Devlet: STEM bursları, vergi teşvikleri ve kamu ihalelerinde cinsiyet eşitliği kriterleri. Sivil toplum: Mentorluk ağları, rol modellerin görünürlüğünü artıran platformlar.
Teknoloji Yönetiminde Kadın Zekâsı
Bugün dijital projelerde başarının sırrı sadece inovasyon değil; entegrasyon. Teknolojiyle iş süreçlerini, verimlilikle insan deneyimini birleştirebilmek… Bu da çoğu zaman analitik düşünce kadar sezgisel liderlik gerektiriyor. Kadınlar; birden fazla dinamiği aynı anda yönetebilme becerisiyle bu alanlarda öne çıkabilir. Bir yapay zekâ projesinde kod kadar “etik değerleri” de konuşabilen, bir dijital dönüşüm yolculuğunda KPI’lar (Key Performance Indicators - Ana Performans Göstergeleri) kadar “kültürü” de şekillendirebilen lider profili, geleceğin şirketlerini ayakta tutacak profil olacak.
Türkiye’de Kadın Liderlerin Yükselen Rolü
Türkiye’nin teknoloji ekosisteminde artık daha fazla kadın CTO (Chief Technology Officer - Teknoloji Direktörü), CEO ve girişimci görüyoruz. Ancak sayının ötesinde önemli olan, etki. Kadın liderler; ürün geliştirme süreçlerinden kamu projelerine kadar birçok alanda artık “yürütücü” değil “tasarlayıcı” rol üstleniyorlar. Dönüşümü yalnızca sistemsel değil, zihinsel bir yolculuk olarak ele alıyoruz. Ekiplerimizde kadın mühendisler, proje yöneticileri ve tasarımcılar dijital stratejinin kalbinde yer alıyor. Çünkü biliyoruz ki, teknolojiye insan dokunmadıkça dönüşüm tamamlanmaz.
Geleceğin Liderlik Denklemi
Geleceğin iş dünyası sadece akıllı teknolojilerle değil, akıllı liderlerle şekillenecek. Kadın liderler bu dönüşümde yer almalı; çünkü onlar da değişime destek verecek kapasitede. Toplum olarak gerçek dijital dönüşümü başarabilmemiz, kadınların bu sürece tam kapasiteyle katılımını sağlamaktan geçiyor. Kadına hak ettiği değeri veren medeniyetimizi bu alanda da yüceltmeli ve kendi köklü değerlerimizin insanî yönlerini temaşa ettirmeliyiz.
Sevgili okuyucularım, dijital dönüşüm süreçleri ancak farklı bakış açılarının bir arada olduğu ortamlarda sürdürülebilir başarıya ulaşır. Benim çağrım şu: Kadın profesyoneller alanlarında daha görünür olsun, kurumlar ve karar vericiler ise kapsayıcı politikalarla destek sağlasın. Geleceğin teknolojileri, bugünün çeşitliliğiyle şekillenecek. Dijitalleşme, kadınların da öncülük ettiği bir dönüşümle insana yeniden değer kazandıracak. Çünkü geleceğin teknolojisi, kadın liderlerin sezgisiyle anlam bulacak.


