Soytekin, nakit akışı, fatura düzeni, havuz modeli ve daire devri süreçlerinin belgelerle teşvik edildiğini beyan etti.
Sabah’ın haberine göre Soytekin; Beylikdüzü döneminde müteahhitlerden alındığını öne sürdüğü daire ve çeklerin belirli bir havuzda toplandığını, altı aylık periyodlarla Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz ile hesap kapandığını söyledi. İfadede özellikle “11. Mahalle” başlığı dikkat çekti. Soytekin, buradaki 4 dairenin daha sonra “belirli şahıslara” devredildiğini, park işletmeciliği üzerinden Beylikdüzü ihaleleri ile bağlantı kurulduğunu ifade etti.
Soytekin, kendisine yönelik tehditler olduğunu belirterek bu süreçte Uğur Güngör’ün de adını verdi. Rüşvet pazarlıklarının büyük kısmının kendisi gitmeden önce kararlaştırıldığını savunan Soytekin, müteahhitlerin ifadesinde İmamoğlu’nun adının dışarıda tutulmaya çalışıldığını söyledi.
Soytekin ayrıca 2021’de yapılan bir seyahatte hafriyat protokolü detaylarını öğrenip hesap kapatıldığını, burada yaklaşık 1.2 milyon dolar alacaklı çıktığını, 430 bin dolarının kendisine teslim edildiğini söyledi. 2022’de ise fatura düzenlemelerinin “KDV yansıtması” üzerinden legal görüntü üretmek için kullanıldığını iddia etti. Paraların büyük bölümünün resmi hesaptan çekilip nakit geri döndüğünü aktardı.
Sistemin parçalara ayrılmış rollere dağıldığını öne süren Soytekin; Fatih Keleş’in tahsilat ve para akışında merkezi isim olduğunu, Tuncay Yılmaz’ın hesap tutan kişi olduğunu, Murat Gülibrahimoğlu’nun ise fatura ve vergi kalkanı oluşturduğunu anlattı. Reklam ve pazarlama üzerinden para akışının Hüseyin Köksal ve Murat Kapki tarafından yürütüldüğünü, yeni dönemde ise Emrah Bağdatlı’nın “ön yüzde” görünen kişi olarak öne çıktığını söyledi.


