Bunun sebebi, dünyanın hem jandarması hem de haydudu konumundaki emperyalist Amerika’nın, soykırımcı rejime verdiği sınırsız destektir. Bugüne kadar Amerika, işgal rejiminin her türlü saldırganlığını ve katliamını desteklemiş, suçlarına ortak olmuştur. Dolayısıyla, gözü dönmüş bu rejimin en büyük destekçisi ve suç ortağı, büyük şeytan olarak nitelendirilen Amerika’dır.
Soykırımcı işgal rejimi, yalnızca Ortadoğu denilen İslam coğrafyası için değil, tüm dünya için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Hukuku hiçe sayan, kırmızıçizgileri pervasızca çiğneyen ve hiçbir kanun ya da kararı tanımayan bu soykırımcı rejim, küresel barış ve istikrar için bir tehlikedir. Dünya, er ya da geç bu gerçeği fark edecektir. Ancak korkarım ki, farkına varıldığında iş işten geçmiş olacaktır. Bu nedenle, insanlık için bir bela haline gelen soykırımcı rejimin ortadan kaldırılması, daha fazla gecikmeden acil bir gereklilik olarak önümüzde durmaktadır.
İşgal rejiminin bu kadar pervasız ve saldırgan olmasının nedenlerinden bir tanesi de İslam dünyasının sergilediği sessizliktir. Bu zillet hali ne zamana kadar sürecek? Allah aşkına, soykırımcı rejime karşı gerçek anlamda bir duruş sergilemenin vakti gelmedi mi? Bugüne kadar işgalcilerin saldırılarına hedef olmayan ülkeler, sıranın kendilerine gelmeyeceğini mi sanıyor? Tahran’ı, Şam’ı, Beyrut’u, Sana’yı, Doha’yı bombalayan soykırımcı rejimin duracağını düşünmek saflıktır. Fırsat buldukça, soykırımcı rejim diğer ülkelere de aynı pervasızlıkla saldıracaktır.
Soykırımcı Siyonist rejim, insanlığın kalbine saplanmış kanlı ve paslı bir hançerdir. Bu rejime karşı durmak, yalnızca Müslümanların değil, vicdanını yitirmemiş tüm insanlığın ortak görevidir. Özellikle Müslüman halkların liderleri, merhamet ve adalet duygusunu koruyan yöneticiler, bu rejime karşı sorumluluk almak zorundadır. Eğer bugün değilse, ne zaman?
Ey dünyanın özgür halkları, ey insanlık ailesinin şerefli mensupları, ey liderler ve ey yöneticiler! Bir halkı toptan yok eden, şehirleri tarumar edip harabeye çeviren, ayakta kalan tek bir binaya bile tahammül etmeyen; aynı zamanda kuduz köpek stratejisiyle etrafına saldıran, kilometrelerce uzaktaki ülkelerin egemenliğini hiçe sayarak her yeri, her şehri bombalayan bu gözü dönmüş soykırımcı rejime karşı daha ne kadar sessiz kalacaksınız?
Ey ülkelerin liderleri! Ve özellikle ey İslam dünyasının yöneticileri! İşgalci soykırımcıların zulmüne ve katliamlarına ne zaman karşı duracaksınız? Onların haddi aşan alçaklıklarına karşı ne zaman harekete geçeceksiniz? Artık kınamalarınızın; süslü, gösterişli ve samimiyetten uzak sözlerinizin toplum nezdinde hiçbir anlam ve ehemmiyetinin kalmadığını bilmelisiniz.
İşgalci katiller, sözden değil, silahtan ve güçten anlar. Soykırımcı teröristler, kınamalardan değil, kararlı bir duruştan etkilenir. Daha önce de defalarca söylendiği gibi, bu rejimin anladığı tek dil güçtür. Onu durdurmanın yolu, işgal ettiği topraklara ve yaptığı zulümlere karşı kararlı bir mücadele vermektir. Ve ona geri adım attıracak husus, işgal ettiği ve şimdi de sahiplendiği şehirlerinin üzerine yağacak bombalardır.