Sumud gönüllüsü Ersin Çelik: Tunus’ta tüm filoyu bloke eden bir engelleme girişimi yaşandı

0
Sumud gönüllüsü Ersin Çelik: Tunus’ta tüm filoyu bloke eden bir engelleme girişimi yaşandı
"Halklarının onurunu, dualarını, heyecanlarını, Gazze’ye dair gözyaşlarını ve soykırımcılara duyulan haklı öfkeyi yüklenmişler omuzlarına. Bunun gerçekten kaldırılması çok güç bir yük olduğunu, gemilerdeki birçok aktivistin bakışlarından anlayabiliyorsunuz."

Terör devleti İsrail'in ablukasındaki Gazze'ye yardım götürmek için yola çıkan Sumud Filosu'nun gönüllülerinden, Yeni Şafak gazetesi yazarı Ersin Çelik bugünkü filo günlüğünde, filoya Tunus'tan katılması planlanan teknelerin nasıl engellendiğini yazdı:

"Sicilya Adası’nın en uç noktasındaki Portopalo Limanı açıklarında demirleyen teknelerimizde ikinci günü de geride bıraktık. Şimdi neden mi hareket etmiyoruz? Tunus’taki krizlerin çözülmesini bekledik ve artık o gemiler de yola koyuldular. Biz ise bir gün daha bekleyeceğiz ve siz bu satırları okurken demir almış olacağız. Tunus’tan hareket eden Barselona tekneleri ile Akdeniz açıklarında buluşacağız. Barselona’dan gelen gemilerde yer alan genç ve cesur aktivist Şuayb Ordu ile görüştüm. Nihayet çıkmışlardı. Sesinde yeniden Gazze yolunda olmanın coşkusu vardı ancak çok yoruldular, türlü işlerin, sorunların üstesinden geldiler. Şuayb’ın anlatacağı çok fazla mesele var. Gazze seferimizde zaman zaman kendisi ile konuşup aktaracağım.


HAREKET EDEMEYECEK TEKNELER ALINDI
Bu arada Filo’ya Yunanistan’da dahil olacak tekneler de yelken açtılar. Onlarla da buluşacağız. Tunus’tan tekne kalkmayacak mı peki? Açıkçası net değil. Barselona gemileri oradan kaçarcasına çıktılar. Günlerce yakıt ikmali yapılmasını beklediler. İnsanları yıldırmak için türlü engeller çıkarıldı. Filo’ya karadan kanca atma girişimlerini Tunus Hükümeti yaptı diyemem ancak Tunus makamları hiç yardımcı olmadılar. Plana göre Tunus’tan 26 filo kalkacaktı ve bu liman Filo’nun en yoğun katılım ayağını oluşturacaktı. Kâğıt üstünde yapılan hesaplar elbette tutmayabilir. İtalya’da da teknik nedenlerle yola çıkamayan birkaç tekne oldu. Denize 17’si açıldı ve hedefler büyük oranda tutturuldu. Tunus’ta ise tüm filoyu bloke eden bir engelleme girişimi yaşandı. Barselona gemileri iki günlüğüne yanaştıkları limanda dolaylı olarak alıkonuldular. Çünkü Tunus’taki tekneler hazır değillerdi ve bir kısmı birkaç mil bile gidemez haldeydi.


FİLO’NUN ÇIKMAMASI İÇİN HAMLELER YAPTILAR
Gelinen aşamada sizlere Filo Günlükleri’nin 15’inci yazısında “Artık yola koyuluyoruz” diyebiliyorum. Beden kondisyonumuz iyi olsa da zihnen ve ruhen yorulduk. Türkiye Delegasyonu ile de süreci sık sık değerlendiriyoruz, onların da yorgunlukları her hallerinden belli. Buradan açıkça yazılamayacak mücadele alanlarından, sürecin başından beri; öncesinde filonun çıkmaması için, sonrasında ise filonun gecikmesi ve güçsüzleşmesi, küçültülmesi için yapılan hamlelerden ve Türkiye Delegasyonu’nun yaptığı karşı hamlelerden bahsediyorlar. Ayrıntıları anlatmasalar da konuşulanlar bu işin dışarıdan göründüğü gibi olmadığını söyleyebilmek için yeterli. Kamuoyunda Filo’ya karşı büyük bir halk desteği olduğu görülüyor. Güney Avrupa’da özellikle Akdeniz’e kıyısı olan Katolik toplumlarda devlet desteğini de arkasına aldı Filo. Ancak bu görüntü herkesin Filo’ya destek oluğu vehmine sebep olmasın. Köstek olmak için “eğitilmiş” bir azınlık Filo’nun yavaşlatılması, en olmadı küçültülmesi için belli ki önceden ve inceden hesaplanmış planlarını titizlikle uyguladılar. İmkân olursa bu alanda yaşananlara dair ayrıntıları da zamanla size aktarmak isterim. Lakin bu türden gündemlerin çekiciliğinin Gazze’de yaşanan soykırımı perdelemesinden endişe ediyorum.


KALDIRILMASI AĞIR BİR YÜK
Diğer yandan hangi ülkenin delegasyonunda görev yaparsa yapsın, aktivistler hem küresel kamuoyuna hem de kendi toplumlarına karşı kendilerini sorumlu hissediyorlar. Halklarının onurunu, dualarını, heyecanlarını, Gazze’ye dair gözyaşlarını ve soykırımcılara duyulan haklı öfkeyi yüklenmişler omuzlarına. Bunun gerçekten kaldırılması çok güç bir yük olduğunu, gemilerdeki birçok aktivistin bakışlarından anlayabiliyorsunuz. İnsanlar gemilerde, taşıdıkları sorumluluğun ağırlığıyla yaşıyorlar. Böyle bir manevi baskı altındayken; olayları okumak, bunları değerlendirmek, karar vermek ve uygulamaya koymak gerçekten kolay değil. Bu tecrübeler hem biz aktivistler için hem de Türkiye delegasyonunda aylardır gece-gündüz çalışan az sayıdaki çekirdek ekip için önemli bir tecrübe.


ÇOK SAYIDA SİYASETÇİ ARADI
Hepsi bir yana, herkes geldiği ülkenin insanlarını doğrudan ve dolaylı olarak da devletini temsil ediyor. Bir bütün olan Türkiye’nin de desteğini ve dualarını görüyoruz, duyuyoruz. Beni ve arkadaşlarımı arayan çok sayıda üst düzey siyasetçi oldu. Adlarını yazmama gerek yok. Ancak bu desteğin bundan sonra açıktan dile getirilmesi ve Gazze’den de duyulması gerekiyor. Herkesi şimdiden şehirlerimizin meydanlarında yapılacak Gazze’ye destek yürüyüşlerine katılması çok önemli. Tüm sivil toplum kuruluşlarımız, bizi birleştirebilecek en yüce paydada, yani insanlık onurunda birleşmeli. Tekrar ifade etmek istiyorum, uçan kuşa Gazze’de yaşanan acımasızlığı, soykırımı anlatmalıyız. Zira çiğnenen onur insanlık onuru, hepimizin onuru. Bugün Gazze’yi verirsek yarın daha büyük bir cesaret ve kendilerini daha da haklı görerek hangi toplumların yaşamlarını gasp edeceklerini tahmin etmesi güç değil.


FİLO UMUDU FİLİSTİN KIYILARINA TAŞIYACAK
Ve şimdi, tüm bu yorgunluklara, engellere ve görünmez savaşlara rağmen demir alıyoruz. Tekneler, sadece çelik ve ahşaptan ibaret değil; onlar aynı zamanda dünyanın vicdanlı insanlarının dualarını, bir coğrafyanın umudunu ve çiğnenen insanlık onurunu ayağa kaldırmanın kararlılığını taşıyor. Pruvamız, Gazze’de direnen bir halkın acısını dindirme hedefine kilitliyken, yelkenlerimizi şişiren rüzgâr aynı zamanda dünyanın dört bir yanından üzerlerimize yağan destektir. Bizi yavaşlatmak için her şeyi deneyenler bilsinler ki; bu filo denizde yol aldığı sürece, karada da insanlığın onuru için mücadele eden milyonların sesi daha gür çıkacaktır. Çünkü bu yolculuk, sadece bir limandan diğerine varma meselesi değil; umutsuzluğun dayatıldığı bir çağda, bir büyük umudu Filistin kıyılarına ulaştırma inadıdır."
 

Yorum Yazın