Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın açıklamalarından satır başları:
Eski rejimin devrilmesinden bu yana istikrarımızı hedef alan ve aramızda nifak çıkaran İsrail, bugün topraklarımızı yeniden bir kaos sahasına dönüştürmeye, halkımızın birliğini bozmaya ve yeniden yapılanma ve ilerleme sürecinde gücümüzü zayıflatmaya çalışmaktadır.
Büyük bir güce sahip olmak, zafere ulaşmak anlamına gelmez; tıpkı belirli bir sahada zafer kazanmanın başka bir sahada başarıyı garanti etmemesi gibi. Bir savaş başlatabilirsiniz, ancak sonuçlarını kontrol etmek kolay değildir.
Biz bu toprağın evlatlarıyız. İsrail'in bizi parçalamak için yaptığı tüm girişimleri alt edebilecek güçteyiz ve uydurma fitnelerle kararlılığımızın sarsılmasına izin vermeyecek kadar güçlüyüz.
Suriye halkı olarak, bizi savaşa sürüklemeye çalışanların, bizi bölmeye çalışanların kim olduğunu çok iyi biliyoruz ve topraklarımızda başlatmak istedikleri bir savaşa halkımızı dahil etmelerine fırsat vermeyeceğiz.
Vatanımızı parçalamaktan ve çabalarımızı kaosa ve yıkıma doğru dağıtmaktan başka bir amacı olmayan bir savaş. Suriye, yabancı komploların test sahası olmadığı gibi, çocuklarımız ve kadınlarımız pahasına başkalarının emellerini gerçekleştireceğimiz bir yer de değildir.
Bu milletin ayrılmaz bir parçası olan Dürzi halkımıza da sesleniyorum. Suriye asla bölünmenin, parçalanmanın veya halkı arasında nifak tohumlarının ekildiği bir yer olmayacaktır. Haklarınızı ve özgürlüğünüzü korumanın önceliklerimizden biri olduğunu temin ederim.
Sizi dışarıdan bir partiye çekmeye veya saflarımızda ayrılık yaratmaya yönelik her türlü girişimi reddediyoruz. Hepimiz bu toprakların ortağıyız ve hiçbir grubun Suriye'yi ve çeşitliliğini ifade eden bu güzel imajı bozmasına izin vermeyeceğiz.
Karşımızda iki seçenek vardı: Dürzi halkımızın ve onların güvenliğinin pahasına İsrail varlığıyla açık bir savaşa girmek ve Suriye'yi ve tüm bölgeyi istikrarsızlaştırmak; ya da Dürzi ileri gelenlerinin ve şeyhlerinin akıllarını başlarına almalarına ve dağın onurlu halkının itibarını zedelemek isteyenlerin yerine ulusal çıkarları ön plana çıkarmalarına izin vermek.
Biz savaştan korkanlardan değiliz, hayatımızı zorluklarla mücadele ederek, halkımızı savunarak geçirdik, ancak Suriye halkının çıkarlarını kaos ve yıkımdan üstün tuttuk, dolayısıyla bu aşamada en doğru tercih, yüce ulusal çıkarlarımız temelinde vatanımızın birliğini ve halkımızın güvenliğini korumak için isabetli bir karar almaktı.
Ülkemizin birliğini ve istikrarını korumanın, halkımızın güvenliğini sağlamanın, çocuklarımızın geleceğini güvence altına almaya çalışmanın, ülkemizin kurtuluşundan sonra ilerlediğimiz ilerleme ve toparlanma yolunu sekteye uğratabilecek her türlü riskten uzak durmanın esas olduğunu vurguluyoruz.